Bir Kangal Boru, Bir Yoldaşlık ve Bir Sorunun Hikayesi
Yıllardır pek çok forumda gezindim. Hadi diyeyim, forumdaşlar arasında aslında pek çok konuyu tartıştım, bazen gözlemler yaptım, bazen de fikirlerimi paylaştım. Ama bu sefer çok özel bir şey paylaşıyorum. Birkaç gündür kafamı kurcalayan, hayatımda ufak ama önemli bir yeri olan bir konu var. Şimdi, belki de bu forumda bizim gibi birbirine dert anlatan kişiler için bir şeyleri paylaşmak, üstünkörü bir sohbette buluşmak gibidir. Ama bu sefer farklı. Belki de anlatmak için doğru zaman ve doğru yer burasıdır. Hep birlikte tartışalım diyeceğim, ama önce biraz hikayemden bahsedeyim.
Geçenlerde, tarlada işlerimi yaparken, bir boru arayışına girdim. Çünkü tarlama bir boru lazım oldu. Evet, bildiğiniz klasik 20’lik Kangal boru! Akşamın alacakaranlığında bir telefonla, birkaç dükkan gezdikten sonra en sonunda bir fiyat aldım. Ama tek bir sorun vardı, bu fiyatı tam olarak öğrenene kadar başımdan geçenleri anlatmam lazım.
Kadın ve Erkek, Çözüm ve Empati
Dışarıda işlerimi hallederken aklımda bin bir düşünce vardı. Zira bu, tek başıma çözebileceğim bir iş değil gibiydi. Eşim, bu konuda bana hep yardımcı olur. O, çok empatik biridir. Duygusal zekası yüksek, her zaman insanların hissettiklerini anlar, hisseder. O da, benim gerginliğimi hemen fark etti.
“Bir şey mi oldu?” dedi, endişeyle bana bakarak. Ben ise biraz daha derin bir nefes aldım, zira kafamda bir hesaplama vardı. “Bu boru işini çözeceğiz, ama fiyatlar çok farklılık gösteriyor. Tam ne kadar ödeyeceğimizi öğrenene kadar karar veremedim,” dedim.
Eşim, gözlerinde bir parıltıyla bana yaklaştı. Bir kadının ilişkisel zekası işte böyle anlarda parlıyor, çünkü insanları ve o anı anlayarak yaklaşır. “Fiyatı ne kadar fark eder ki? Sonuçta önemli olan ihtiyacımızı karşılamak değil mi? Yalnızca bir fiyat farkı yüzünden stres yapma, belki başka bir seçenek daha vardır,” dedi.
Eşim empatikti. Bana sadece fiyatla değil, o anki ruh halimle ilgili de yaklaşmıştı. Oysa ben tam tersine çözüm odaklıydım. Hemen en uygun fiyatı bulmak için hesaplar yapmaya başlamıştım. “Ama bu borunun tam ölçüsüne göre fiyatlar gerçekten değişiyor. Belki de daha ucuzunu bulabiliriz, buna biraz kafa yormamız lazım,” dedim.
O anda anladım ki, erkeklerin yaklaşımı her zaman çözüm odaklıydı. Ama belki de kadınlar, sadece çözüme odaklanmıyor, her bir adımda yaşanılan duyguyu da göz önünde bulunduruyor. Benim için çözüm bulmak önemliydi, ama eşim için yolculuk da önemliydi. Bu çok güzel bir denklem. Farklı bakış açıları, ama aynı amaç: çözüm.
Boru, Fiyat ve Neşenin Arasındaki İnce Çizgi
Zaman ilerledikçe, boru almak için doğru yerleri ararken, bir yandan da fiyatların artan bir ivme gösterdiğini fark ettim. O kadar çok telefon ettim ki, bir noktada, aslında en uygun boruyu almak yerine sadece biraz daha fazla ödeme yapmaya karar vereceğimi düşündüm. Bu, özellikle biraz gergin ve yorucu bir gündü, ama boru alma işinin çözülmesi gereken bir mesele olduğunu düşündüm.
Bir yandan da hep şunu düşündüm: neden bir boru meselesi bu kadar zor olabilir? Hani şunu diyebilirim: aslında, hepimiz bu tür basit meseleleri hayatın karmaşasında büyütüyoruz. Ben de boru konusunda çözüm ararken aslında kaybolmuş hissettim. Ama sonra fark ettim ki, bu, aslında hayatın küçük ama önemli ayrıntılarından biri. Bazen basit bir şey, hele de bir parça boru, insanı dönüp durmaya zorlayabiliyor.
Eşim, yine o anlamlı empatik bakışlarıyla bana yaklaştı. "Gerçekten bu kadar stres yapmana gerek yok," dedi. Yine de, ben biraz daha neşelenip işin çözümüne yönelik birkaç strateji düşündüm. Boru meselesi küçük bir problem gibi gözükse de, aslında biraz daha büyütülmesi gereken bir şeydi. O anda fark ettim ki, hayatın küçük sorunları, bazen birlikte geçirdiğimiz zamanın tadını anlamamıza yardımcı oluyor.
Sonuçta...
Nihayet, o boruyu aldık. Evet, belki de başta düşündüğüm kadar dert edilecek bir şey değildi. Ama her biri aslında, ilişkiyi anlamak, empatiyle yaklaşmak ve çözüm odaklı olmak üzerine bir ders gibi oldu. Belki de bu, forumdaşlar arasında birbirimizi anlamak için önemli bir fırsat. Çünkü bazen ne kadar basit bir şey olsa da, onu farklı açılardan görmek, birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Hikayeme son verirken, şunu eklemek isterim: Ne kadar çözüme ulaşmak için çaba sarf etsek de, bazen yolculuk, hedef kadar önemli olabilir. Bu boruyu almak, çok küçük bir mesele gibi gözükse de, bana aslında küçük ayrıntılarda huzuru bulmayı ve birlikte zaman geçirmenin değerini hatırlattı. Peki ya siz? Hiç böyle küçük ama önemli meselelerle karşılaştınız mı? Neler hissettiniz? Bu tür konularda çözüm odaklı mı yoksa daha çok empatik yaklaşım mı sergiliyorsunuz?
Fikirlerinizi paylaşın, hep birlikte tartışalım.
Yıllardır pek çok forumda gezindim. Hadi diyeyim, forumdaşlar arasında aslında pek çok konuyu tartıştım, bazen gözlemler yaptım, bazen de fikirlerimi paylaştım. Ama bu sefer çok özel bir şey paylaşıyorum. Birkaç gündür kafamı kurcalayan, hayatımda ufak ama önemli bir yeri olan bir konu var. Şimdi, belki de bu forumda bizim gibi birbirine dert anlatan kişiler için bir şeyleri paylaşmak, üstünkörü bir sohbette buluşmak gibidir. Ama bu sefer farklı. Belki de anlatmak için doğru zaman ve doğru yer burasıdır. Hep birlikte tartışalım diyeceğim, ama önce biraz hikayemden bahsedeyim.
Geçenlerde, tarlada işlerimi yaparken, bir boru arayışına girdim. Çünkü tarlama bir boru lazım oldu. Evet, bildiğiniz klasik 20’lik Kangal boru! Akşamın alacakaranlığında bir telefonla, birkaç dükkan gezdikten sonra en sonunda bir fiyat aldım. Ama tek bir sorun vardı, bu fiyatı tam olarak öğrenene kadar başımdan geçenleri anlatmam lazım.
Kadın ve Erkek, Çözüm ve Empati
Dışarıda işlerimi hallederken aklımda bin bir düşünce vardı. Zira bu, tek başıma çözebileceğim bir iş değil gibiydi. Eşim, bu konuda bana hep yardımcı olur. O, çok empatik biridir. Duygusal zekası yüksek, her zaman insanların hissettiklerini anlar, hisseder. O da, benim gerginliğimi hemen fark etti.
“Bir şey mi oldu?” dedi, endişeyle bana bakarak. Ben ise biraz daha derin bir nefes aldım, zira kafamda bir hesaplama vardı. “Bu boru işini çözeceğiz, ama fiyatlar çok farklılık gösteriyor. Tam ne kadar ödeyeceğimizi öğrenene kadar karar veremedim,” dedim.
Eşim, gözlerinde bir parıltıyla bana yaklaştı. Bir kadının ilişkisel zekası işte böyle anlarda parlıyor, çünkü insanları ve o anı anlayarak yaklaşır. “Fiyatı ne kadar fark eder ki? Sonuçta önemli olan ihtiyacımızı karşılamak değil mi? Yalnızca bir fiyat farkı yüzünden stres yapma, belki başka bir seçenek daha vardır,” dedi.
Eşim empatikti. Bana sadece fiyatla değil, o anki ruh halimle ilgili de yaklaşmıştı. Oysa ben tam tersine çözüm odaklıydım. Hemen en uygun fiyatı bulmak için hesaplar yapmaya başlamıştım. “Ama bu borunun tam ölçüsüne göre fiyatlar gerçekten değişiyor. Belki de daha ucuzunu bulabiliriz, buna biraz kafa yormamız lazım,” dedim.
O anda anladım ki, erkeklerin yaklaşımı her zaman çözüm odaklıydı. Ama belki de kadınlar, sadece çözüme odaklanmıyor, her bir adımda yaşanılan duyguyu da göz önünde bulunduruyor. Benim için çözüm bulmak önemliydi, ama eşim için yolculuk da önemliydi. Bu çok güzel bir denklem. Farklı bakış açıları, ama aynı amaç: çözüm.
Boru, Fiyat ve Neşenin Arasındaki İnce Çizgi
Zaman ilerledikçe, boru almak için doğru yerleri ararken, bir yandan da fiyatların artan bir ivme gösterdiğini fark ettim. O kadar çok telefon ettim ki, bir noktada, aslında en uygun boruyu almak yerine sadece biraz daha fazla ödeme yapmaya karar vereceğimi düşündüm. Bu, özellikle biraz gergin ve yorucu bir gündü, ama boru alma işinin çözülmesi gereken bir mesele olduğunu düşündüm.
Bir yandan da hep şunu düşündüm: neden bir boru meselesi bu kadar zor olabilir? Hani şunu diyebilirim: aslında, hepimiz bu tür basit meseleleri hayatın karmaşasında büyütüyoruz. Ben de boru konusunda çözüm ararken aslında kaybolmuş hissettim. Ama sonra fark ettim ki, bu, aslında hayatın küçük ama önemli ayrıntılarından biri. Bazen basit bir şey, hele de bir parça boru, insanı dönüp durmaya zorlayabiliyor.
Eşim, yine o anlamlı empatik bakışlarıyla bana yaklaştı. "Gerçekten bu kadar stres yapmana gerek yok," dedi. Yine de, ben biraz daha neşelenip işin çözümüne yönelik birkaç strateji düşündüm. Boru meselesi küçük bir problem gibi gözükse de, aslında biraz daha büyütülmesi gereken bir şeydi. O anda fark ettim ki, hayatın küçük sorunları, bazen birlikte geçirdiğimiz zamanın tadını anlamamıza yardımcı oluyor.
Sonuçta...
Nihayet, o boruyu aldık. Evet, belki de başta düşündüğüm kadar dert edilecek bir şey değildi. Ama her biri aslında, ilişkiyi anlamak, empatiyle yaklaşmak ve çözüm odaklı olmak üzerine bir ders gibi oldu. Belki de bu, forumdaşlar arasında birbirimizi anlamak için önemli bir fırsat. Çünkü bazen ne kadar basit bir şey olsa da, onu farklı açılardan görmek, birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Hikayeme son verirken, şunu eklemek isterim: Ne kadar çözüme ulaşmak için çaba sarf etsek de, bazen yolculuk, hedef kadar önemli olabilir. Bu boruyu almak, çok küçük bir mesele gibi gözükse de, bana aslında küçük ayrıntılarda huzuru bulmayı ve birlikte zaman geçirmenin değerini hatırlattı. Peki ya siz? Hiç böyle küçük ama önemli meselelerle karşılaştınız mı? Neler hissettiniz? Bu tür konularda çözüm odaklı mı yoksa daha çok empatik yaklaşım mı sergiliyorsunuz?
Fikirlerinizi paylaşın, hep birlikte tartışalım.