Çocuklarda Emici Zihin Ve Evreleri

GuzzeL

Global Mod
Global Mod
Çocuklarda Emici Zihin Ve Evreleri
Çocuklarda Emici Zihin Ve Evreleri Henüz kendisini net olarak ifade edemese de bu yöndeki çabalarını açıkça görebilirsiniz. Bu hafta size önemli bir önerimiz var. Lütfen çocuğum henüz konuşamıyor diye çocuğunuzun sizin konuştuklarınızı ya da beden dilinizi anlayamadığını düşünmeyin. Emici Zihin 0-6 yaşın çocuklarda “emici zihin” olarak isimlendirildiğini söyleyebiliriz. Bebeğinizin tüm hislerinizi nasıl içselleştirdiğini, bu dönem rol model olarak görevinizin ne kadar önemli olduğunu aktarabilmek amacıyla bu hafta “emici zihin”in ne olduğunu sizlerle daha detaylı bir şekilde paylaşmak istiyoruz. Emici zihin, çocuğun zihninin çocuğun çevrede yaşadığı her şeyi gözlemleme kapasitesidir ve bu izlenimlerle zihinsel yapısını yaratır. Bir çocuğun beyni çok hızlı bir şekilde gelişir. Bebeğiniz doğduğu zaman 100 milyar nörona sahiptir, ancak bunlar birbirlerine bağlı değildirler. Çocuğumuzun beyninde ne kadar çok bağlantı (sinapsler) oluşacağı yaşayacağı deneyimlere ve bu bağlantıların sürekli kılınması da bu deneyimlerin güçlendirilmesi ve tekrarlanmasına bağlıdır. Dr. Maria Montessori “Emici Zihin“, (1967 Holt, Rinehart and Winston, New York), adlı kitabında: “İzlenimler çocuğun sadece zihnine nüfuz etmez, aynı zamanda onu şekillendirir. Çocuk, dünyada kendisi hakkında bulduklarını kullanarak kendi ‘zihinsel kaslarını’ meydana getirir.” demektedir. Öğrenme esnasında, beyin gerçekten aktiftir ve tüm bağlantıları gerçekleştirir. Çocuklarımız dünyaya zaten genetik miraslarıyla gelmektedir. Fakat yaşadıkları deneyimler onları denemeye ya da denememeye sevk edecektir. Genetik yapı ve yaşanan deneyimler çocuğumuzun kişiliğini oluşturur. Kısaca çocuğun tecrübe ettiği her şey ve tüm izlenimler onun kişilik temelini oluşturmaktadır. Ancak çocuklar henüz olumlu ve olumsuzu ayıramadıklarından edindikleri bilgileri ya da deneyimlediklerini kullanırken herhangi bir süzgeçten geçiremezler. İyi de olsa kötü de olsa zihinleri her şeyi içine almakta ve kişiliklerinin bir parçasını oluşturmak için kullanmaktadırlar. Peki, çocuklarınız neleri gözlemlemektedir: • çevrelerindeki tüm görüntüleri • nesneler ile insanlar arasındaki ilişkiyi • tavırlar, duygular ve önyargıları • fiziksel nitelikleri • etrafında konuşulan dilleri • hareketleri • onlara karşı ifade edilmeyen duyguları (onlara söylemediğiniz fakat davranışlarınıza göre duyup hissedebildikleri şeyleri) Kısaca yaşadıkları her türlü deneyimi içselleştirirler hem de hiç bir çaba göstermeden ve hiçbir elemeye tabi tutmadan. Bilinçli Evre ve Bilinçsiz Evre Emici zihnin iki evresi olduğuna inanılmaktadır. 1. Evre 0-3 yaş arasıdır ki bu dönem “Bilinçsiz Evre (0-3)” olarak bilinir. Şu anda içinde olduğunuz bu dönem çocuğunuzun her şeyi bilinçsiz olarak sadece yaşadığı için emdiği süreçtir. Çocuğunuz muhtemelen bunların hiçbirini hatırlamayacaktır ancak yaşadığı her şeyi biriktirecektir ve bu da onun gelecekteki bilgi ve özelliklerinin temelini oluşturacaktır. 2. Evre ise 3-6 yaşlar arasındaki “Bilinçli Evre”dir. Bu süreç, zaten yaratılmış olanın gelişme evresidir. Bu süreç artan bir şekilde çocuğunuzun gelişmekte olan iradesi tarafından desteklenecektir. Çocuğunuz 0-3 yaş arası bilinçsiz olarak öğrendiği her şeyi, 3-6 yaş arasında bilinçli bir şekilde entegre edecektir. Bu evrede, çocuğunuz giderek daha fazla kendi kendini inşa çalışmasının farkındalığını kazanacaktır. Dünyayı anlayarak hafıza ve bilincini geliştirmeye başlayacaktır. Yetişkinin etkisine çok daha açık olacaktır. Yetişkin, çocuğa doğrudan etki etmeye başlar. Çocuklarınızın kendilerini inşa etme süreci üzerine kademeli farkındalıkları, yaklaşık 6 yaşındayken sonuçlanır ve kişiliklerinin köklü birliği oluşur. 3. Kısaca şu aralar yaptığınız her hareket, yaşadığınız her duygu, çocuğunuzun çevresinde söylediğiniz her şey onun kişiliğini oluşturacaktır. Tabii ki sadece sizin değil çevresindeki herkesin; yani evdeki bakıcınızın, büyükanne ve babasının ya da onunla beraber vakit geçiren herkesin.. Dolayısı ile özelikle seçtiğiniz bakıcı ve bakıcınızın davranış ve konuşma şekilleri de büyük önem taşımaktadır. Size tavsiyemiz seçimlerinizi yaparken bu kriterleri mutlaka aklınızda tutmanızdır. Biraz da yemeklerden bahsedelim... Bebeğiniz artık büyüdü ve ona özel basit içerikli yemeklerden yavaş yavaş sizin yediğiniz yemeklere geçiş yapabilir. • Ancak yemeklerinizin baharatlı, acılı ve tuzlu olmamasına özen göstermelisiniz. • Yemekleri blender’dan geçirmeyin, çatalla ezebilirsiniz. • Kendi sevmediğiniz yiyecekleri ve yemekleri de pişirerek mutlaka ona denettirin; damak tadı yelpazesini sürekli genişletmeye çalışın. Sizin sevmediğiniz bir sebzeyi, onun da sevmeyeceği anlamına gelmiyor. • Pişirdiğiniz yemeği en fazla ertesi gün yedirin; 3. gün aynı yemeği yedirmeyin. • Fast-food türü gıdalardan, kızartmalardan, paketli atıştırmalıklardan ve şekerlemelerden mutlaka kaçının. Bu tür yiyeceklerle ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi. • Bol sebze ve meyve tüketmesini sağlayın. • Her gün bir öğününde mutlaka protein almasını sağlayın. • Bebeğinizin sevdiği ne olursa olsun, çok faydalı bir şey bile olsa uzun bir süre boyunca her gün yedirmeyin. • Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketin.
Alıntıdır
 
Üst