Çocuklar İçin Oyun Gruplarının Önemi
Yapılan araştırmalar çocukluk dönemlerindeki sosyal gelişimimizin daha sonraki sosyal davranışlarımızın da temelini oluşturduğunu göstermektedir. Örneğin 1992 yılında Kochanska ve Radke tarafından yapılan bir çalışmada, bebeklik döneminde tanıdıklarına karşı içe kapanık davranış gösteren bebeklerin beş yaşına geldiklerinde de aynı davranışları sürdürdükleri gözlenmişlerdir. Bugüne kadar sizinle paylaştığımız pek çok şey aslında çocuklarımızın sağlıklı bir sosyal hayata başlangıçlarının temelini atmakta önemlidir. Sosyal becerilerin gelişmesinde bir çocuğun mizacının yanı sıra çevresiyle kurduğu ilişki ve deneyimler, çevresinden aldığı tepkiler, psikomotor becerileri ve bilişsel gelişim düzeyi önemli rol oynar. Yani tüm diğer gelişim alanlarında olduğu gibi bu alandaki gelişmelerin de diğer alanlarla etkileşimi yüksektir. Her ne kadar ilk senesinde bebeğinizin en temel ihtiyacı sizlerle güvene ve sevgiye dayalı bir ilişki kurmak ise de artık 2. senesi itibarıyla farklı ilişkilere girmesinin önemi daha da artmıştır. Bu dönemler oyun grupları için çok güzel bir dönemdir. Önce 1-2 çocukla başlayarak daha sonra biraz daha büyüyen gruplara geçilebilir ve 2 yaşından sonra da arzulanırsa okul öncesi eğitim programlarına katılmaya başlanabilir. 0-6 yaş dönemi gelişim ve uyarılar açısından çok önemli olduğu için doğru seçilen okul öncesi programların çocukların gelişimlerine inanılmaz faydaları vardır. Her ne kadar çocuğunuz henüz paylaşmayı bilmese ve aslında gerçek anlamda sosyalleşemese de bu dönemdeki birliktelikler ve oyunlar onlara gözlem yapma, yabancılardan korkmama, çekingenliklerini üzerlerinden atma, taklit etme ve farklı deneyimler yaşayarak sosyal yeteneklerini ortaya koyma konularında fırsatlar verebilecektir. Çocuklarımız 10-12 aylık olduklarında gözlemleri artmıştır ve bazen diğer çocukların yaşadıkları duygulardan önemli derecede etkilenebilirler. Örneğin diğer bir bebek ağlıyorsa sizin bebeğiniz de bir anda gözyaşlarına boğulabilir. 13-14 aya doğru, ağlayan başka bir çocuğu okşayıp sarılmalarına şahit olabilirsiniz. Şu anki süreçte yani 18 aya doğru ise her ne kadar gerçek anlamda empati kurmayı bilmeseler de bir çocuğun topunu düşüren başka bir çocuğa topunu vererek onu teselli etmeye çalıştığını görebilirsiniz. Dolayısı ile 3 yaşlarına kadar çocuğunuz benmerkezci de olsa bu küçük yaşlarında bile çevresindekilere, özellikle de çocuklara karşı oldukça hassastırlar. Bir gözlem defteri edinmek için hala geç değil. Çocuğunuzun sosyal gelişimini izlemeniz ve şayet gerekli ise bazı önlemleri önceden almanız oldukça önemlidir. Buradaki en önemli aracınız “gözlem yapmak” olacaktır. Çocuğunuzu iyi gözlemlerseniz ihtiyaçları ve kişiliği hakkında pek çok ipucu elde edebilirsiniz. Yabancılar arasındaki davranışları, başkalarıyla nasıl iletişime geçtiği, çekingenlik gösterip göstermediği vb. konularda onu gözlemleyip küçük notlar alabilirsiniz. En başlarda da söylemiştik ama bir kez daha hatırlatabiliriz. Mümkünse bir gözlem defteri tutun. Bu defterde çocuğunuzun gelişim özelliklerini objektif olarak (kendi değerlendirmelerinizi ya da yorumlarınızı çok katmadan) yazmaya çalışın. Ne şekilde yürüyor, hangi hareketleri nasıl yapıyor, neler söylüyor gibi. Böyle bir defter hem çocuğunuzun gelişimini takip edebilmeniz hem de ileride harika bir hatıra defterine sahip olmanız açısından sizin için önemli bir kaynak olabilir. Gözlemleriniz sonucunda bazı problemler seziyorsanız sebeplerini anlamaya çalışın ya da emin olmak için bir uzmana başvurun. Örneğin çocuğunuz çekingenlik gösteriyorsa ona biraz zaman tanıyarak; çevresine alışıp alışamadığını gözlemleyin. Çekingenlik genellikle beraberinde bir güven problemini getirmektedir. Hangi ortamlarda güvenli hangi ortamlarda güvensiz hissettiğini gözlemlemeye çalışın. Hangi durumların onu mutsuz ya da tedirgin edebildiğini anlamaya gayret gösterin. Bu tür gözlemler; çocuğunuzu daha iyi anlamanızı ve ileride oluşabilecek bazı krizleri daha oluşmadan önleyebilmenizi ya da beraberce daha iyi yönetebilmenizi sağlayabilir. Bebeğimin temel güven duygusunu kazandığını nasıl anlarım? Bebeğinizin temel güven duygusu hakkında fikir edinmek için, sizden ayrıldığında gösterdiği davranışlara bakabilirsiniz. Bebeğiniz güven duygusu oluşturmuşsa sizden ayrıldığında sizin geri döneceğinizden emindir. Size ve sevginize güvenir. Aynı zamanda sizin sevginize ve güveninize kendini değer bulur. Bu nedenle, sizden ayrıldığı zamanlarda, daha az kaygı yaşar, daha az ağlar ya da daha az huysuz davranışlarda bulunacaktır diyebiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken bir konu, bundan sonraki süreçtir. Bebeğinizin temel güven duygusunu kaybetmemesi için sizin bu tutarlı davranışlarınızı devam ettirmeniz gereklidir.
Alıntıdır
Yapılan araştırmalar çocukluk dönemlerindeki sosyal gelişimimizin daha sonraki sosyal davranışlarımızın da temelini oluşturduğunu göstermektedir. Örneğin 1992 yılında Kochanska ve Radke tarafından yapılan bir çalışmada, bebeklik döneminde tanıdıklarına karşı içe kapanık davranış gösteren bebeklerin beş yaşına geldiklerinde de aynı davranışları sürdürdükleri gözlenmişlerdir. Bugüne kadar sizinle paylaştığımız pek çok şey aslında çocuklarımızın sağlıklı bir sosyal hayata başlangıçlarının temelini atmakta önemlidir. Sosyal becerilerin gelişmesinde bir çocuğun mizacının yanı sıra çevresiyle kurduğu ilişki ve deneyimler, çevresinden aldığı tepkiler, psikomotor becerileri ve bilişsel gelişim düzeyi önemli rol oynar. Yani tüm diğer gelişim alanlarında olduğu gibi bu alandaki gelişmelerin de diğer alanlarla etkileşimi yüksektir. Her ne kadar ilk senesinde bebeğinizin en temel ihtiyacı sizlerle güvene ve sevgiye dayalı bir ilişki kurmak ise de artık 2. senesi itibarıyla farklı ilişkilere girmesinin önemi daha da artmıştır. Bu dönemler oyun grupları için çok güzel bir dönemdir. Önce 1-2 çocukla başlayarak daha sonra biraz daha büyüyen gruplara geçilebilir ve 2 yaşından sonra da arzulanırsa okul öncesi eğitim programlarına katılmaya başlanabilir. 0-6 yaş dönemi gelişim ve uyarılar açısından çok önemli olduğu için doğru seçilen okul öncesi programların çocukların gelişimlerine inanılmaz faydaları vardır. Her ne kadar çocuğunuz henüz paylaşmayı bilmese ve aslında gerçek anlamda sosyalleşemese de bu dönemdeki birliktelikler ve oyunlar onlara gözlem yapma, yabancılardan korkmama, çekingenliklerini üzerlerinden atma, taklit etme ve farklı deneyimler yaşayarak sosyal yeteneklerini ortaya koyma konularında fırsatlar verebilecektir. Çocuklarımız 10-12 aylık olduklarında gözlemleri artmıştır ve bazen diğer çocukların yaşadıkları duygulardan önemli derecede etkilenebilirler. Örneğin diğer bir bebek ağlıyorsa sizin bebeğiniz de bir anda gözyaşlarına boğulabilir. 13-14 aya doğru, ağlayan başka bir çocuğu okşayıp sarılmalarına şahit olabilirsiniz. Şu anki süreçte yani 18 aya doğru ise her ne kadar gerçek anlamda empati kurmayı bilmeseler de bir çocuğun topunu düşüren başka bir çocuğa topunu vererek onu teselli etmeye çalıştığını görebilirsiniz. Dolayısı ile 3 yaşlarına kadar çocuğunuz benmerkezci de olsa bu küçük yaşlarında bile çevresindekilere, özellikle de çocuklara karşı oldukça hassastırlar. Bir gözlem defteri edinmek için hala geç değil. Çocuğunuzun sosyal gelişimini izlemeniz ve şayet gerekli ise bazı önlemleri önceden almanız oldukça önemlidir. Buradaki en önemli aracınız “gözlem yapmak” olacaktır. Çocuğunuzu iyi gözlemlerseniz ihtiyaçları ve kişiliği hakkında pek çok ipucu elde edebilirsiniz. Yabancılar arasındaki davranışları, başkalarıyla nasıl iletişime geçtiği, çekingenlik gösterip göstermediği vb. konularda onu gözlemleyip küçük notlar alabilirsiniz. En başlarda da söylemiştik ama bir kez daha hatırlatabiliriz. Mümkünse bir gözlem defteri tutun. Bu defterde çocuğunuzun gelişim özelliklerini objektif olarak (kendi değerlendirmelerinizi ya da yorumlarınızı çok katmadan) yazmaya çalışın. Ne şekilde yürüyor, hangi hareketleri nasıl yapıyor, neler söylüyor gibi. Böyle bir defter hem çocuğunuzun gelişimini takip edebilmeniz hem de ileride harika bir hatıra defterine sahip olmanız açısından sizin için önemli bir kaynak olabilir. Gözlemleriniz sonucunda bazı problemler seziyorsanız sebeplerini anlamaya çalışın ya da emin olmak için bir uzmana başvurun. Örneğin çocuğunuz çekingenlik gösteriyorsa ona biraz zaman tanıyarak; çevresine alışıp alışamadığını gözlemleyin. Çekingenlik genellikle beraberinde bir güven problemini getirmektedir. Hangi ortamlarda güvenli hangi ortamlarda güvensiz hissettiğini gözlemlemeye çalışın. Hangi durumların onu mutsuz ya da tedirgin edebildiğini anlamaya gayret gösterin. Bu tür gözlemler; çocuğunuzu daha iyi anlamanızı ve ileride oluşabilecek bazı krizleri daha oluşmadan önleyebilmenizi ya da beraberce daha iyi yönetebilmenizi sağlayabilir. Bebeğimin temel güven duygusunu kazandığını nasıl anlarım? Bebeğinizin temel güven duygusu hakkında fikir edinmek için, sizden ayrıldığında gösterdiği davranışlara bakabilirsiniz. Bebeğiniz güven duygusu oluşturmuşsa sizden ayrıldığında sizin geri döneceğinizden emindir. Size ve sevginize güvenir. Aynı zamanda sizin sevginize ve güveninize kendini değer bulur. Bu nedenle, sizden ayrıldığı zamanlarda, daha az kaygı yaşar, daha az ağlar ya da daha az huysuz davranışlarda bulunacaktır diyebiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken bir konu, bundan sonraki süreçtir. Bebeğinizin temel güven duygusunu kaybetmemesi için sizin bu tutarlı davranışlarınızı devam ettirmeniz gereklidir.
Alıntıdır