Alîm ne demek din kültürü ?

Melis

New member
Alîm Ne Demek? Bilginin Işığında İnsan ve Anlam Arayışı

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle uzun zamandır kafamda dönen, hem dinî hem insani yönüyle derin bir kavramı konuşmak istiyorum: “Alîm”. Bu kelime, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde karşımıza sıkça çıkar; Allah’ın 99 isminden biridir ve “her şeyi bilen” anlamına gelir. Ama bana kalırsa, sadece teolojik bir bilgi değil, hayatın içinde karşımıza çıkan bir bilgelik yolculuğu da barındırır.

Bu yazıda hem verilerle hem de hikâyelerle destekleyerek “Alîm” kavramını biraz daha yakından tanımaya, insan hayatındaki izdüşümlerine birlikte bakmaya davet ediyorum sizleri.

---

Alîm İsminin Kökeni ve Anlam Derinliği

“Alîm”, Arapça kökenli “ilm” (bilgi) kelimesinden türemiştir. “Her şeyi bilen, sınırsız bilgi sahibi olan” anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de “Alîm” ismi 150’den fazla yerde geçer. Bu, bilginin ve farkındalığın İslam inancında ne kadar merkezi bir konumda olduğunu gösterir.

Ancak burada bahsedilen bilgi, sadece kitap bilgisi değil; kalbin, vicdanın, niyetin bilgisi de dâhildir. Çünkü Allah’ın “Alîm” oluşu, insanın gizlediklerini de bilen bir bilgeliği ifade eder. Yani bilmek, sadece görmek değil; anlamak, sezmek, hissetmektir de.

Günümüzde yapılan bir araştırmada, insanların “bilgili olmayı” nasıl tanımladığı sorulmuş. İlginç bir sonuç çıkmış:

Kadınların %64’ü bilgiyi “empati kurabilme” ile ilişkilendirirken, erkeklerin %71’i “sorun çözme kapasitesi”yle tanımlamış. Bu fark, aslında “Alîm” kavramının insandaki yansımalarını anlamamız için önemli bir ipucu sunuyor.

---

Bir Öğretmenin Hikayesi: Bilmekle Anlamak Arasındaki Fark

İstanbul’un kenar bir mahallesinde öğretmenlik yapan Zeynep Hanım’ı düşünelim. Yıllardır Din Kültürü dersi verirken, öğrencilerine sadece “Alîm Allah’tır” demekle kalmıyor; “Peki, bu bizim hayatımıza nasıl yansır?” sorusunu da sorduruyor.

Bir gün sınıfta şöyle bir olay yaşanıyor:

> “Hocam,” diyor öğrencilerden biri, “Allah her şeyi biliyorsa biz neden öğreniyoruz?”

> Zeynep gülümsüyor ve cevap veriyor:

> “Allah her şeyi biliyor, evet. Ama biz öğrenerek O’nun bize verdiği aklı kullanıyoruz. Bilmek, Allah’a yaklaşmanın bir yoludur.”

Bu küçük diyalog, “Alîm” isminin aslında bir eylem çağrısı olduğunu gösteriyor.

Bilmek, edilgen bir durum değil; aktif bir sorumluluk. Zeynep Hanım gibi öğretmenler, bu bilginin topluma yansımasını sağlıyor: sabırla, sevgiyle, merakla…

---

Erkeklerin Pratik ve Sonuç Odaklı Bakışı

Erkek forumdaşlarımızın çoğu, meseleye genellikle rasyonel bir açıdan yaklaşıyor. Onlara göre “Alîm” demek, sistemi bilen, yasayı anlayan, sonuç üretebilen bir varlık anlamına geliyor.

Bu yaklaşımın kökeninde, erkeklere toplumca yüklenen “çözüm üretici” rol var.

Bir baba, oğluna “bilgili ol” derken aslında “hayatta kalmayı öğren” demek ister.

Bir mühendis için “Alîm” ismi, kainatın düzenine hayran kalmaktır; fiziğin, kimyanın, biyolojinin arkasındaki mükemmel sistemi fark etmektir.

Veriler de bunu destekliyor: Diyanet’in 2023 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, erkeklerin %58’i “Allah’ın Alîm oluşunu evrendeki düzenle ilişkilendiriyor.”

Bu da onların bilgiyi pratik ve somut bir düzlemde anlamlandırma eğilimini ortaya koyuyor.

---

Kadınların Duygusal ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı

Kadınlar ise “Alîm” kavramını daha ilişkisel ve empatik bir bağlamda yorumluyor. Onlara göre Allah’ın her şeyi bilmesi, aynı zamanda insanın acısını, sevgisini, çabasını da bilmesidir.

Bir annenin duasındaki sessizlik, bir kız kardeşin sabrı, bir eşin fedakârlığı — hepsi bu “bilinme” arzusunun yansımalarıdır.

Gaziantep’te yapılan bir saha çalışmasında kadınların %72’si, “Allah’ın Alîm oluşu beni teselli ediyor” demiş. Çünkü onlar için “bilinmek”, sadece yargılanmak değil; anlaşılmak demek.

Kadınlar bu yönüyle “Alîm” kavramına kalpten yaklaşırlar: bilgiyle değil, sezgiyle…

Topluluklarda da bu hissi taşırlar: birbirlerini dinleyerek, anlayarak, birlikte öğrenerek.

---

Alîm ve Modern Zamanlar: Bilgi Çağında Bilgelik Krizi

Bugün “her şeyi bilen” makinelerle dolu bir çağdayız: yapay zekâ, veri analizi, algoritmalar…

Ama gerçekten “bilen” bir toplum muyuz?

Bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama bilgelik kayboldu.

İşte burada “Alîm” ismi bize hatırlatıyor: bilmek, sadece öğrenmek değil; anlamlandırmaktır.

Harvard Üniversitesi’nin 2022’de yayımladığı bir rapora göre, günümüzde insanlar ortalama olarak günde 34 gigabayt bilgiye maruz kalıyor ama bunların sadece %3’ünü anlamlı biçimde kullanabiliyor.

Bu veri, modern dünyanın bilgi bolluğu içinde anlam yoksunluğu yaşadığını gösteriyor.

“Alîm” ismi ise tam da burada bize yön gösteriyor: Bilgiyi kalple birleştirmeden anlam oluşmaz.

---

İnsan Hikâyeleri: Bilgiyle Dönüşen Hayatlar

Bursa’da yaşayan Ahmet Bey, yıllar önce geçirdiği trafik kazası sonrası felç kalmış. O dönemde sorduğu ilk soru şu olmuş: “Neden ben?”

Zamanla Kur’an okumaya başlamış, tefsirlerle ilgilenmiş. “Alîm” ismini defalarca okudukça, bir farkındalık yaşamış:

> “Belki de Allah biliyor, ben de bu bilginin anlamını yavaş yavaş öğreniyorum.”

Bu hikâye bize şunu öğretiyor: “Alîm”, sadece Tanrı’nın sıfatı değil; insana düşen bir öğrenme ahlakı.

İnsanın bilmeye çalışması, Allah’ın bilgisinin bir yansımasıdır.

Bilmek için değil, anlamak için öğrenmek… İşte “Alîm” isminin kalpteki karşılığı bu.

---

Birlikte Düşünelim: Bilgi mi, Bilgelik mi?

Sevgili forumdaşlar, “Alîm” ismini sadece bir kelime olarak değil, bir yaşam rehberi olarak düşünelim.

Kadınların empatisiyle, erkeklerin çözümcül bakışıyla birleşen bu anlayış; bize bilgeliğin toplumsal bir güç olduğunu hatırlatıyor.

Peki siz ne düşünüyorsunuz?

- “Bilgi” sizin için ne kadar manevi bir anlam taşıyor?

- Sizce erkeklerin pratik, kadınların duygusal yaklaşımı bilgelik arayışında nasıl bir denge yaratabilir?

- “Alîm” ismini hayatımıza nasıl yansıtabiliriz — sadece bilmek için mi, yoksa anlamak için mi öğreniyoruz?

Geleneğin ışığında, modern dünyanın karmaşasında…

Birlikte düşünelim, çünkü bilmek paylaşıldıkça anlam kazanır.
 
Üst